Sene 1948..

SANDIKLI’DA KÖY EKMEĞİ 45 LİRA OLDU!..

Sene 1948..

İkinci dünya savaşı sona ermişti..

ABD kesenin ağzını açtı, ekonomisi çöküntüye giren ülkeleri Sovyetler’e kaptırmamak için Marshall planını devreye soktu..

Türkiye’ye hibe şeklinde yardım gönderdi..

Para verdi, süttozu verdi, bisküvi verdi, margarin verdi..

Ama en önemlisi, endüstriyel beyaz un verdi..

Fırın makineleri hibe etti. “Beyaz ekmek yapın” dedi..

1950 seçimlerinde Demokrat Parti’nin kampanya vaadi, beyaz ekmekti. .

“Biz iktidara gelince beyaz ekmek yiyemeyen köylü kalmayacak” deniyordu..

Köylüler de şehirliler gibi beyaz ekmek yiyebilmek için oy yağdırdı.

Koftu, vitamin yoktu, mineral yoktu, bünyeyi bozuyordu, hastalıklara yol açıyordu..

Daha da beyaz görünsün lezzet, nem, kıvam vermesi için birçok kimyasal ilave ediliyordu ama..

Vatandaşın umurunda bile değildi..

Dünyada en fazla ekmek tüketen milletiz..

Çünkü beyaz ekmek doyurmuyor..

Aldıkça alıyorsun, yedikçe yiyorsun, gene açsın..

Ve beyaz ekmek dünyanın en çabuk bozulan ekmeği..

**

Çocukluğumda mis gibi ekmeklerimiz vardı..

Kepekli undan yapılan..

Halis muhlis Anadolu ekmekleriydi..

Maya hazır alınmazdı..

Ekşi maya’yı kadınlarımız evde üretirdi..

Organikti, doğaldı..

Kısmen şimdiki köy ekmekleri gibi..

**

Netice..

Bir kilo un ortalama 18 lira..

Sandıklı’daki köy ekmekleri 1 kilo 750 gram geliyor..

Ekmeğin un maliyeti: 31 lira 50 kuruş..

Kilosu 8 liraya düşen patates karıştırıldığında 26 liraya düşüyor..

Fırın, işçilik masrafları olarak 6 lira ilave edildiğinde maksimum 32 lira yapıyor..

35 liraya satılan ekmek bi anda 45 lira olunca, vatandaş haklı olarak sızlanmaya başladı..

** 

Çare?..

Vatandaşın şikayetine duyarlı olmak gerekir..

Esnaf Odası’mı ilgilenecek, belediye mi bilemem..

Benim bildiğim vatandaşın sıkıntısı..

İlgilere duyurulur..

** 

Sandıklı eski Belediye Başkanı Mustafendi, hakkındaki iddialara karşı savunma yapmış..

“Savunmanın en iyi yolu taarruz” olduğunu iyi biliyor ki;

Düne kadar önünde ceketini iliklediği kişilere de bulaşmış!..

Yaptığı savunma değil, itirafname..

Hatır için kadroya aldıklarını da kabul etmiş..

İddialara cevap verememiş, mesela; ortağı olduğu okulun bilbord kiralarını ödemediğinden hiç bahsetmemiş..

Borcu dolara bağlamış kuru bu günkü kura göre hesaplamış..

Oysa dolar kuru’nu geçen yıl önceki yıl daha önceki yıllara göre hesaplasa..

Matematikten zayıf aldı!..

Konuşma sırası kendisindeymiş..

Kazan kazan etlerin faturasında ne yazdığını, faturayı kimin kestiğini de, açıkla..

Duracak dediğin hızlı trenin Sandıklı’yı neden atladığını da açıkla..

Sıra sende..

Geç kalmadan başla savunmana..

Yoksa biz yazacağız, iddiaları..

** 

Hayırlı haftalar, sağlıcakla kalın..