KUTLU OLSUN..

KUTLU OLSUN..

Bayram günü..

Kapı çaldı..

Kapıyı çalan komşu çocuğuna şeker vermek lazım..

Oysa, minik avucu şeker dolu..

Seneye de giysin diye üç beden büyük alınmış pantolonu yerlerde sürüklene sürüklene, oğlan pantolonunu çeke çeke gidiyor..

Cepleri şeker dolu, iki yanağı da..

Büyükler?..

Evin hanımı tuttuğu şeker tabağındaki jelatinliyi gösterip, misafire ‘‘Bundan da alın, tadı başka...’’ diye ısrar ediyor.

Misafir, utandığı için seçtiği en küçük şeker elinde, oynar gibi iki kolunu sağa sola sallayıp ‘‘Valla yeter...’’ diyor.

Adı gibi güzel ve tatlı:

Şeker Bayramı..

**

Bir misafirin getirdiği şeker kutusu sehpanın üzerinde..

Misafirler gidince bey “Açmayın, bir yere götürürüz” diyor...

Şeker kutusu başlıyor dolanmaya...

Üst kattakilere götürüyorlar, üst kattaki yan komşuya, o da apartman yöneticisine..

Şeker kutusu ahbaplar iki tur attıktan sonra, oradan karşı apartmandaki bankacıda geceleyip, bayramın son günü başladığı yere gelen misafiri sehpanın üzerine bırakıyorlar...

Hanım “Ayyy niye zahmet ettiniz” derken, bey gözlerini kutudan ayıramıyor...

Tanıdı..

Şeker kutusu turu tamamlayıp geri geldi!..

**

Bayramlar sevgi ve barış günleridir.

Her şeyi bir yana bırakıp, ülkemiz için, ulusumuz için, çocuklarımız için dua edin..

Yarın Şeker Bayramı..

Şu birkaç gün yüzünüz gülsün..

Endişeleri, korkuları, tedirginlikleri atın gitsin..

Sevdiklerinize sarılın, öpün, koklayın..

Hayat dediğimiz şey bir bayram kadar kısa..

Yarın Şeker Bayramı..

Hepimize kutlu olsun..

Kutlu olsun..