Fanatizm kavramı TDK’nin yaptığı tanıma  göre bir kimseye veya bir şeye aşırı düşkünlük ve

                                                                       FANATİZM             

Fanatizm kavramı TDK’nin yaptığı tanıma  göre bir kimseye veya bir şeye aşırı düşkünlük ve tutkuyla bağlılık anlamına gelmekte ise de bireyin öz varlığında olmayan, yaptığı eylemleri ve eylemlerin sonucu tam ve doğru olarak görmesini engelleyen, insanı şiddete, kendisinden olmayan veya kendisine karşı olanı belleten, aklıselim düşünmeyi engelleyen, kısacası insanı hakikat gerçeğinden alıkoyan Fanatizm’dir.

Fanatizm, kelime anlamı itibariyle dilimizde bir kişiye, olguya veya bir şeye coşkuyla, aşırılık ve tutkuyla bağlı olmak diye de tarif edilir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de birçok alanda kendisini gösterir.

Fanatizm, bir yandan da kişilerin içinde bastırmış oldukları duyguların da ortaya çıkması da desek yanlış bir yargıda bulunmamış oluruz. Aidiyet duygusundan yoksun kalmış bir bireyin, fanatiği olduğu gruptaki kişilerle beraber bir duyguyu bulması onu fanatikliğe iten nedenler arasında gösterilebilir. İnsanların çoğu fanatizmi hayatındaki hayal kırıklıklarının veya başarısızlıklarının üzerini örtmekte bir perde olarak kullandığını da söyleyebiliriz. Hayatı ters giden, öfkesini bir türlü atamayan bir insanın, özellikle günümüzde, bir parti, grup, kişi, takım, cemaat ve benzerinin fanatiği olması kaçınılmazdır.

Fanatizmin ortaya çıkardığı bazı kavramların birçoğunu günlük hayatımızda da görmekteyiz. Holiganlık, idol ve partizan kavramları en güzel örnekleri teşkil eder.

Dinimizle pek bağdaşacak yanı olmayan ve insanı salim düşünmeden uzaklaştırabileceği tahmin edilebiliyor. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de “ Onlara, Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde ‘ Hayır, atalarımızdan gördüğümüze uyarız’ dediler. Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa!” ( Bakara suresi )

İdolleştirdiğimiz kişi veya nesneler üzerinden yürütülen fanatizmin yanlış olduğunu, İmam-ı Gazali “ Hak olan veya batıl olan sözleri birbirinden ayırmadan hepsini reddetmek, aklı zayıf olanların âdetidir.

Tarih boyunca pek çok liderin de fanatizm, holiganlık, idollük, trollük kavramları kendi iktidarlığını sağlamlaştırmak ve gayelerini yerine getirmek için kullandıklarını da biliyoruz. Özellikle zamanının ve bulunduğu siyasi-sosyal koşullarının farkında olup bunları geleceğe yorabilen insan, kurum veya cemaatler; kitleleri amaçları uğruna fanatize etmeyi kolayca başarabilirler. Dünyamızda güçlü devletler, diğer devletler üzerinde emellerine yönelik, devletlerin iç işlerine karışacak şekilde kitleleri fanatizme sürüklemesini, gücümüz devletlerinin büyük bir sorunudur.

Üzerinde yaşadığımız ve 21.yy’ın getirileriyle fanatizmin etkileri spor, siyaset, sosyal hayat, din gibi birçok alanda açıkça görmek mümkündür.

                Ekonomiye Yansımaları

Bireylerin dünya görüşlerine olan aşırı bağlılığı değil, aynı zamanda ekonomik süreçlere de etki eden karmaşık bir olgu haline gelmiştir. Belirli bir markanın fanatik müşteri kitlesi, o markanın ürün ve hizmetlerine olan talebi artırır ve dolayısıyla ekonomik büyümeye katkıda bulunur.

Küreselleşme, dünya genelinde ticaretin artması ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi anlamına gelmektedir. Fanatik tüketici kitlesine sahip markalar, küresel pazarlarda daha etkili bir şekilde rekabet edebilmektedirler. Fanatik bağlılığın ekonomide boyutu, tüketicilerin karar alma süreçlerini etkileme potansiyeli taşımaktadır. Dijital platformlardaki etki sahibiler, fanatik bir takipçi kitlesiyle etkileşime geçerek ürün ve hizmetleri önerme yetisine sahiptir.

Fanatizmin ekonomik etkilerini değerlendirmek için eleştirel bir bakış açısı geliştirmek oldukça önemlidir. Özellikle etki sahibi üzerinden yapılan fanatik bağlılık ve körü körüne inanma eğilimleri, tüketicilerin sağlıklı ekonomik kararlar almalarını engellemektedir.

Günümüz sosyal medya aracılığı ile popüler olan etki sahipleri, gençlerden yetişkinlere kadar geniş bir kitleye ulaşabilmektedir. Bir Müslüman olarak, İslam’ın öğretileriyle uyumsuz olan bu bağlılık, içsel bir çatışma yaratmaktadır. Müslüman birey olarak iç huzur ve manevi değerlere odaklanmamız beklenirken, popüler bir etki sahibinin yönlendirmesiyle lüks tüketim alışkanlığına yönelmemize nasıl bir önlem almalıyız.

Çılgın tüketim alışkanlığına dur diyemezsek, küreselleşmenin en gözde ve masum gösterilen ön yüzünü desteklemiş oluruz. Müslümanlar olarak değerlerimizle uyumsuz olan bu bağlılığı sorgulamak, fanatikliğe kapılamamak ve bu konuda eleştirel bakış açısını geliştirmek yaşamımız içerisinde oldukça büyük bir adım olacaktır.

Dinimizde akıl kullanımı önemli bir yer tutmaktadır.” Sizden bir topluluk, iyiliği emreder, kötülüğü meneder. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”(Ali İmran 104) ayeti bizlere aklımızı kullanmayı ve doğruyu aramamızı vurgulamaktadır. Fanatizmin ekonomik boyutu İslam’ın öğretilerine aykırıdır.

            Siyasette Fanatizm

Ülkemde futboldan sonra fanatikliğin en sıklıkla müşahade edildiği alanlardan biri de siyasettir. Cumhuriyet kurulduktan bu yana siyaset, toplumumuz üzerinde en önemli bölücü unsur olmuştur. Sağ sol çatışmaları ülkenin dört bir yanına yayılırken, özgürlük alanları kısıtlanmıştır. Bu dönemde fanatik siyasi görüş sahipleri şiddete başvuracak kadar sivrilmiş, birçok insanımızın yaralanma ve ölümüne sebebiyet vermiştir. Öyle fanatikler oluştu ki siyasi liderine puta tapar gibi tapar hale geldi.

                  Cemaatleşmede Fanatizm

Müslümanların kendi içlerinde düştüğü en büyük hata, bulundukları topluluğa karşı duydukları fanatiklik duygusudur. İslam, birlikte olmayı ve dayanışma içinde yaşamayı önerirken, farklı cemaatlere yaşam hakkı tanımamak düştüğümüz en büyük çelişkidir. İnsanın tabiatında var olan fikir ayrılıklarını (Hucurat suresi ayet 13) birer zenginlik görüp, saygı duymak gerekir.

Sonuç olarak fanatik duyguların beslendiği savaşlar bize uzak görünebilir. İnsan kendi içinden bir başka Müslüman veya topluluğa duyduğu fanatizm ve suizanları gözden geçirmelidir. Fanatik duyguların bir gün bizim topluluğumuza da gelebileceği unutulmamalıdır.

                                                                                                                              İbrahim  Ayan