“EĞİTİM ÇALIŞANLARI SORUNLARINDAN ARINARAK İŞİNİ YAPABİLMELİ”

Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Arslan, 2023-2024 Eğitim-Öğretim Yılının birinci döneminin tamamlandığını belirterek, uzun ve yorucu bir çalışma döneminin ardından öğrencilere ve eğitim çalışanlarına iyi bir tatil süreci temenni etti.

“EĞİTİMDE MUHASEBE FIRSATINI TÜM PAYDAŞLAR DEĞERLENDİRMELİ”

“Bu ara tatil dönemi, şapkayı önümüze koyarak ‘neleri eksik bıraktık, nasıl tamamlarız’ diyerek muhasebe yapılacak iyi bir fırsattır. Bu fırsat, eğitim yöneticileri, siyasiler, veliler ve tüm öğrenciler tarafından değerlendirilmelidir.” diyen Arslan, “Herkes yetki ve sorumluluk alanında bulunan eksikleri tamamlamak, yapılacak işleri, yenilikleri planlamak için bu ara dönemi bir fırsat olarak görmelidir. Yeni bir eğitim felsefesi ve yeni bir yaklaşımla eğitime daha millî bir ruh kazandırılması amacıyla köklü müfredat değişikliği çalışmasının başlatılması gereklidir. Ders çizelgelerindeki değişiklikle seçmeli dini derslerin dört yıllık dönemde en az bir kere seçilmesinin sağlanması önemlidir. Öğrencilerin okula devam takibi, sınıfta kalmanın işlerlik kazanması, velilerin okula randevu ile girmesi, cep telefonu düzenlemesi gibi adımlarla eğitime ciddiyet getirilmesi ve öğretmenin işinin kolaylaştırılmalıdır. Öğretmenler Odası buluşmaları ile öğretmene değer verilmesi, taleplerin ilk elden alınması, takibi ve çözüme kavuşturulması gibi adımları yerinde ve özlenen gelişmeler olarak görmekle birlikte, olumlu adımların, çözüm odaklı yaklaşımların artarak devam etmesini; eğitimin ve eğitim çalışanlarının acil çözüm bekleyen sorunlarında da aynı kararlılığın gösterilmesini bekliyoruz.” dedi.

“EĞİTİM ÇALIŞANLARI SORUNLARINDAN ARINARAK İŞİNİ YAPABİLMELİ”

Eğitim çalışanlarının sorunlarından arınmış olarak işinin başına gitmelerinin önemine değinen Başkan Arslan, “Bir eğitimcinin, eğitim hizmetini verirken, hayatın günlük sıkıntılarından arınmış bir zihinsel yoğunlukla kendini işine vermesi, hem ülkemizin hem de eğitim sistemimizin geleceği açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğinin sağlanmalı, öğretmen açığını kapatmaya yönelik nitelikli politikalar yürürlüğe konulmalı; okul ve bölgeler arasındaki nitelik farkı giderilmeli, öğretmen açığı tamamen kapatılmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlikten kadroya geçenlere dört yılı beklemeden kadroya geçiş tarihi itibarıyla yer değişikliği hakkı tanınmalı, aynı eğitim kurumunda üç hizmet yılını tamamlayan tüm öğretmenlere isteğe bağlı yer değişikliği imkânı sağlanmalıdır.” ifadelerine yer verdi.

“SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK UYGULAMASI SONA ERDİRİLMELİ”

Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının sona erdirilmesi gerektiğini dile getiren Başkan Arslan, şu ifadeleri kullandı: “Sözleşmeli öğretmenlik hukuki olmadığı gibi çalışma ilişkileri yönünden de kabulü ve tahammülü mümkün olmayan bir durumdur. Sözleşmeli öğretmenlik öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakan bir durumdur. Öğretmeni eşi ile işi arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, mesleği ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulaması sona erdirilmeli, atamalar kadrolu yapılmalıdır.”

“KALICI BİR YER DEĞİŞİKLİĞİ SİSTEMİ KURULMALI”

Sıra tayinini de kapsayan kalıcı bir yer değişikliği sistemi kurulması gerektiğini ifade eden Başkan Arslan, “Öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin bütünüyle gerçekleştirilmesini sağlama adına yer değiştirme takvimi Temmuz ayında il içinde görev yapan öğretmenlerden başlamalı ve il içinde sıra uygulamasına geri dönülmelidir. Uzun yıllar Millî Eğitim Bakanlığı tarafından başarıyla uygulanan il içi sıraya bağlı yer değiştirme uygulamasının yeniden hayata geçirilmesini sağlayacak altyapı mevcuttur. Sıra tayinini de içeren adil ve kalıcı bir yer değişikliği sistemi kurulmalıdır.” dedi.

“ÖĞRETMEN MOTİVAYONUNU ARTIRACAK KARİYET SİSTEMİ YAPILMALI”

Eğitimcilerin motivasyonunu artıran bir kariyer sistemi için yasal düzenleme yapılması gerektiğine değinen Başkan Arslan, şunları kaydetti: “Kariyer basamakları sürecinde Anayasa Mahkemesi kararının oluşturduğu belirsizlik giderilmeli; yazılı sınav şartı kaldırılmalı, hizmet yılını esas alan süreç oluşturulmalıdır. Aday öğretmenlik ve kariyer basamakları sürecinin sağlıklı bir şekilde işlemesi için Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gerekçesi doğrultusunda öğretmenlerin motivasyonunu artıran bir kariyer sistemi için yasal düzenleme yapılmalıdır.”

“ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNUN YENİDEN ELE ALINMALI”

Meslek kanunundaki eksik ve hatalı kısımların bir an önce tamamlanması gerektiğini dile getiren Başkan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu yeniden ele almalı; bu çerçevede, öğretmen kadrosuna yapılacak atamalarda, sadece Kamu Personeli Seçme Sınavı puan üstünlüğünün esas alınması ilkesi benimsenmeli, mülakat kaldırılmalıdır. Meslek kanunu, ‘meslek kanunu’ olarak nitelendirilmeyi hak edecek bir içeriğe kavuşturulmalıdır. Eğitim kurumu yöneticiliği liyakat ve kariyer ekseninde profesyonel bir meslek olarak yapılandırılmalıdır. Eğitim kurumları yöneticiliği liyakat ve kariyer ekseninde profesyonel bir meslek olarak yapılandırılmalı; yönetici görevlendirme yönetmeliğinde sürekli değişiklik yapılmasından vazgeçilerek kalıcı ve eğitimciler arasında kabul görev bir sistem artık kurulmalıdır. Öğretmen kökenli şube müdürlerinin sorunları masaya yatırılmalı; şube müdürlüğü ile okul yöneticiliği arasında geçişkenlik sağlanmalı, şube müdürlerinin mali hakları iyileştirilmelidir. Temizlik ve güvenlik personeli açığı sorununa kalıcı çözüm bulunmalıdır. Okulların temizlik ve güvenlik personeli açığı sorununa kalıcı çözüm bulunmalı, personel ihtiyacı tamamen karşılanmalıdır. Yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir. Yardımcı hizmetler sınıfı uygulamasına son verilmeli, bu sınıfta yer alan çalışanlar genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmeli ve özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda daha fazla zaman geçirilmeden adım atılmalıdır.”

“DEPREM BÖLGESİNDE ÇALIŞMA ŞARTLARI İYİLEŞTİRİLMELİ”

Deprem bölgesinde görev yapan eğitim çalışanlarının hayat ve çalışma şartları iyileştirilmesi gerektiğini ifade eden Başkan Arslan, “Deprem bölgesinde görev yapan eğitim çalışanlarının öncelikle ve özellikle çalışma şartları iyileştirilmelidir. Şubat 2023’te gerçekleşen depremlerden etkilenen illerdeki eğitim çalışanlarına ek tazminat ödenmelidir. Hem bölgedeki öğretmenlerin hem de yeni atanacak öğretmenlerin kalıcı konutlara ulaşması öncelikle değerlendirilmeli; eğitim çalışanlarının özellikle öğretmenlerin bölgedeki görevlerinin sürekliliğinin sağlanmasına dönük teşvik edici önlemler alınmalıdır. Deprem bölgesinde kamu hizmetinin eksiksiz yürütülmesi için öncelikle sağlık, teknik ve idari alanda personel istihdamı artırılmalı, tayin, geçici ve sürekli görevlendirme uygulamalarının kapsamı genişletilmelidir. Deprem bölgesindeki illerin 5 ve 6. derecelerden sayılması için düzenleme yapılmalıdır. Deprem bölgesindeki kamu görevlileri başta olmak üzere kadroya geçen personele üç yıllık hizmet süresi şartı aranmadan yer değişikliği hakkı tanınmalı, özellikle söz konusu kamu görevlileri aile bütünlüğüne dayalı yer değişikliği hakkından faydalandırılmalıdır.” dedi.

“EĞİTİMCİ ŞİDDETİNE YÖNELİK TEDBİRLER İVEDİ ALINMALI”

Eğitimcilere yönelik şiddetin önüne geçecek tedbirlerin ivedilikle alınmasının zorunlu olduğunu belirten Başkan Arslan, “Artarak devam eden şiddet olaylarının önüne geçilmeli, bunun için gereken tedbirler bir an evvel alınmalıdır. Eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere caydırıcı cezalar verilmeli; eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine bakanlığın hukukî yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“SOKAK KÖPEĞİ TERÖRÜNE DUR DENİLMELİ”

Çocuk ve yaşlılar başta olmak üzere, insanları tehdit eden sokak köpekleri sorununa acilen çözüm bulunması gerektiğinin altını çizen Başkan Arslan,  sözlerini şöyle tamamladı: “Sokak köpekleri, eğitim ortamlarının güvenliğini ve sağlığını tehdit eder hâle gelmiştir. Bazıları ölümle biten köpek saldırılarında şimdiye kadar onlarca çocuk yaralanmıştır. Türkiye, insanların sokak ortasında köpek saldırısına uğradığı bir fotoğrafı hak etmiyor. Yetkililer, görev ve sorumluluklarını yerine getirmeli, ülkemizi bu ayıptan kurtarmalıdır.”